NOT : Bu yazı öncelikle www.haberx.com'da yayınlanmış, beş dakika sonra sansüre uğrayarak kaldırılmıştır.
Mehmet AYSAN
Son günlerde cemaate çakma modası hakim bir kısım
medyada. Her gün bir ya da iki yazıyla seri çakmalar yapılıyor artık. Gündem
bulmakta da zorlanmıyorlar. 28 Şubattan girip, Soros’tan çıkanı mı ararsın,
İhvan’a uğrayıp, Hanefi Avcı’da mola vereni mi ararsın, hepsi var. Hatta cemaat
vesayetinden bahseden bile var.
Bu yazıların talimatla yazıldığını ya da
yazdırıldığını anlamamak için saf olmak gerek. Durup dururken, mantar gibi
bitiveren ve sürekli birbirini destekleyen yazıları başka türlü açıklamak
mümkün değil. Herkes her şeyin farkında, bu toz duman dağıldığında kimin
arkasında kimin var olduğu açık seçik ortaya çıkacak elbet.
Bu yazıları yazanları birkaç kategoride analiz
edebiliriz. Başlayalım isterseniz. Neden böyle yazılar yazıyorlar?
Yetmiş yaşını aşmışsınız, eskisi kadar okunmayan,
yazıları gündem oluşturmayan bir yazarsınız mesela. Musiki programlarında,
makamları yorumluyorsunuz artık. Ayrıca çalıştığınız gazetede “başyazar”
ünvanına sahipsiniz. İyi bir maaşınız, geniş bir odanız var. Eldekini korumak
için, safını belli etmek için böyle yazıları yazmak gerektiğini düşünüyorsunuz.
Yazıyorsunuz yazıyı, ardından pikabı açıp, Minur Nurettin’den şarkılar
dinliyorsunuz.
Ya da hasbelkader köşe sahibi olmuş ya da
kendisine köşe bahşedilmiş bir kişisiniz. Sizi kimse tanımıyor, bilmiyor.
Yazdıklarınız okunmuyor, ciddiye alınmıyor. Bir de daha evvel hükümetin Suriye
politikasını eleştirdiğiniz için kulağınız çekilmiş. O zaman bu işten yırtmanın
tek yolu var diye düşünüp, cemaate çakacak bir yazı yazıyorsunuz. Aslında
yazdığınız yazıyı kendiniz de anlamıyorsunuz ama olsun, maksat hasıl oluyor,
gündem oluyorsunuz. Birileri sizi farkediyor ve eksi puanlarınızın bir kısmını
sildirmeyi başarıyorsunuz. Ardından da bilgisayarın başına geçip, mail kutunuza
düşecek, yeni talimatları heyecanla beklemeye başlıyorsunuz.
Bir başka ihtimal de şu. 15 gün önce bir köşe
vermişler size. Daha üç tane yazı yazmışsınız. Bu köşeyi verenler yumuşak giriş
istediklerinden midir bilinmez, ilk üç yazıda suya sabuna dokunmuyorsunuz. Ama
dördüncü yazı öncesi toplu çakış talimatı gelince, anında pozisyon alıyor ve
siz de çakıyorsunuz. İhvan’la başlayıp, 28 Şubatla sonlandırıyorsunuz yazıyı.
Ve gönül rahatlığı için twitterdeki takipçi sayınızın elliden beş yüze
çıkmasını bekliyorsunuz.
Varsayın ki sizin tek marifetiniz bağırarak
konuşmak. Hiçbir akademik donanıma sahip değilsiniz. Herhangi bir konuda
uzmanlığınız yok. Kimsenin sizi ciddiye aldığı da yok. Ancak birinin yazdığına
yorum yapan yazılar yazıyor, ya da hamaset kokan yorumlar yapıyorsunuz. Herkes
kendisini bu kadar ortaya atmışken, ben geride kalmamalıyım diyerek öne
çıkıyorsunuz. Yazar değil tetikçi olduğunuzu bir kez daha ortaya koyuyor,
kızlarınızın isim babasıyla yudumlayacağınız kahveyi düşünmeye başlıyorsunuz.
Dikkat edersiniz bu yazarların birçok ortak
özelliği mevcut. PKK’nın yaptığı yığınaklardan, ettikleri tehditlerden
bahsetmezler hiç. Gezi eylemlerindeki polisin sert müdahalesini görmezden
gelirler. Suriye’deki yanlış politikalardan söz etmezler, eden de pişmanlığını
göstermek için olmadık yazılar yazar. İran’ın Türkiye üzerinde oynadığı
oyunlara kulaklarını tıkarlar. Varsa yoksa hoş görünmek için yazı yazarlar.
Göze girmektir tek dertleri.
Yakında bu ekibe yeni isimler de katılacaktır emin
olun. Ya uygun zamanı bekliyorlardır, ya da gelecek talimatları. Diğerleri bu
kadar öne atılmışken, geride kalmayı göze alamaz, koşarak bu koroya dahil
olurlar.
Özel devirlerin özel karakterli olur. Bu kişiler
de bu dönemin kurşun askerleri. İşleri bittiğinde kutuya konulacak zavallı
piyonlar gibi. Kusun kininizi sonuna kadar. Nasılsa tarih sizleri de yazacak,
hem de hiç hoş olmayan bir şekilde.
Elinize saglik hocam. Bu kadar guzel ozetlenirdi ve ozetlemissiniz.
YanıtlaSilAma haberx'in sansurune cok sasirdigimi itiraf etmeliyim, zira yazida sakincali hicbir sey yok. Hukumeti ya da hukumete yakin abilerini kizdirmaktan korktular herhalde..