Sayfalar

HOŞGELDİNİZ, ŞEREF VERDİNİZ...

18 Şubat 2011 Cuma

Bacak arasından ateş



Mehmet ALTAN / STAR 18.02.2011

Dünkü “kuzuların sessizliği ve bir vicdanlı ses” başlıklı yazımın son bölümü şöyleydi: “Türkiye’de toplam üretimin büyük bir kısmı KOBİ’lerde gerçekleşiyor ama oralara AB standardını uygulamıyoruz.

Çünkü oralara AB standardı getirirsek, ekonominin çökeceğine inananlar var.

Kısacası ucuz insan canı üzerinden yola devam...

Doğuştan seri katiller gibi bu korkunç vahşeti daha ne kadar seyredeceğiz?

Sendikaları, siyaset kurumu, muhalefeti, sivil toplumu ve tüm ülke neredesiniz?”

Yazının mürekkebi kurumadan Batman’ın Kozluk İlçesi’nde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na ait Şelmo Petrol Sahası’ndaki petrol üretim tesisinde gaz sıkışması nedeniyle meydana gelen patlamada üç işçi daha pisipisine öldü.

Televizyon haberlerinde “dolum tesisi” olarak adlandırılan “tesisi” görünce fazla detaya girmeden durumu anlayıveriyorsunuz...

***

Ucuz insan canı sadece derme çatma işletmelerde kurban edilmiyor...

Batman’daki kaza haberini izlediğim akşam bülteninde ilk haber, Şırnak’taki Akçay 6. Motorlu Piyade Tugayı Seslice Taburu’ndaki atış talimi sırasında cep telefonuyla çekilen sahnelerdi.

Atış talimi sırasında bir yüzbaşı askerleri hedef tahtasının etrafına dizip nişan tahtasına önce iki el ateş ediyor... Ama bununla da yetinmiyor, bu kez hedef tahtasına ve o tahtayı tutan askerlere sırtını dönüyor ve başını bacaklarının arasına sokarak ateş etmeye hazırlanıyor. “Komutanım öyle yapmayın” diyen uyarıları dikkate almayan yüzbaşı üç el daha ateş ediyor... Kurşunlardan dördü hedef tahtasını buluyor bir tanesi ise sekiyor.

Allahtan kör topal da olsa medya var... Bu skandal basına yansıyınca Genelkurmay Başkanlığı dün açıklama yaptı ve görüntülerde yer alan subay hakkında gerekli işlemin başlatıldığını bildirdi.

“Bacak arası ateş” sırasında Türkiye halkının askeriyeye emanet ettiği çocuklardan biri ölse ve bu dışarıya yansımasa ne olacaktı?

Pimi çekilmiş el bombası nedeniyle yaşamını yitirenler için ilk açıklamalarda olduğu gibi “eğitim zayiatı” sayılmayacağına kim güvence verebilir ki?

***

Maalesef “bacak arasından” ateş eden sadece Şırnak’taki yüzbaşı değil...

“Temel hak ve özgürlüklerle”, “bağnaz bir siyasal İslam” anlayışını karıştıran profesör de “bacak arasından” ateş ediyor...

“Sorunun odağında kim var? Kadın var. Kardeşim sen dekolte giyinirsen bu tür çirkinliklerle karşılaşman sürpriz olmayacaktır. Tahrik ettikten sonra sonucundan şikâyet etmen makul değildir” buyurmakta...

Neyse ki ona da önce YÖK Başkanı’ndan, daha sonra bağlı bulunduğu üniversite rektöründen, en nihayetinde de Diyanet İşleri Başkanı’ndan “ayar” geliyor...

***

Siyasal kavga ve propagandanın rüzgârına kapılmış olan medya, aynı okurun çoğunluğu gibi, “insan kalitesi” yüzünden heba olan “insan dramlarına” pek kulak asmıyor...

O nedenle Uşak’ta, evlilik hazırlığı yapan 20 yaşındaki Aysel Yılmaz’ın baş ağrısı şikâyetiyle gittiği hastanede vurulan iğne nedeniyle hastaneden kısmi felçli olarak çıkması da fazla ilgi çekmedi...

***

Ama ben tecrübeli bir üniversite hocası olarak, ivmesi giderek artan insan kalitesindeki erozyon nedeniyle, başımıza gelenlerden daha büyük bir bela gelmesinden ürkmeye başladım...

O siyasal propagandadan da o nedenle artan bir şekilde rahatsızım...

Çünkü o abartılı şişinme bardağın boş yanını, temel sorunların tartışılmasını saklıyor...

Bir haftada boşu boşuna yitirdiğimiz otuz bir işçi ardından, dün dolum tesislerinde pisipisine kaybettiğimiz ve birkaç güne diğerleri gibi kimsenin dönüp bakmayacağı talihsiz insanlarımız... Erlerin yaşamını yok sayarak bacak arasından ateş eden yüzbaşı... Irza geçmede kadını sorunlu bulan “ilahiyatçı akademisyen”... Ve migren şikâyetiyle gittiği hastaneden felç olarak çıkan kızımız...

Bunlar tesadüf değil, çünkü buranın “insan kalitesi” sorunu var...

Toplum olarak “bacak arasından” ateş etmeyi bıraksak da belimizin üzerinde doğrularak göz ardı ettiğimiz bu en temel sorunu gündemin ilk sırasına yerleştirsek...

Eğer bu çok temel konuya duyarsızlık “bana bir şey olmaz” kanaatinden geliyor ise yanılıyorsunuz, çünkü maçı seyredenlerin tribünlerinin de çokça çöktüğünü hep birlikte yaşadık..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder