Sayfalar

HOŞGELDİNİZ, ŞEREF VERDİNİZ...

26 Mart 2011 Cumartesi

Anladın, anladın!



M. Nedim HAZAR / ZAMAN 26.03.2011

İsterseniz yumrukları sıkılı, hiddetli, önlerine gelene yumurta çalan, kendilerinin istediğinden başka özgürlüğü 'tanımayan' gençliği 'özgürlükçü' olarak niteleyen cenahtan olun, ister bulunduğunuz konum ne olursa olsun; avukat, hâkim, savcı, gazeteci, öğretim üyesi ya da sıradan militan.

Şunu kabul etmek gerekiyor ki Genç Siviller denen oluşum bu ülkeye 'zekâ bazlı' eylemleri artık kabul ettirdi ve şiddet içeren ilkel protestolardan çok daha etkili olabileceğini gösterdi.

Bu nedenle yaptıkları son eylem yani, "Anlarsın ya baro!" pankartı bu kadar etkili oldu. Çünkü bağcıyı da, dağcıyı da, Ergenekoncuyu da 'dövmek' değil niyetleri özgürlük üzümünü yemek. Eylem sonrası verilen tepkilere bakılırsa, muhatabın pek de anlayışlı olmadığı bir yana, anlamak istemediği de ortada.

Hakikaten anlar mısın baro?

Esasen baro bir örnek özne. Yoksa değiştirebiliriz de. Misal "Anlar mısın Ergenekonsever medya?" da diyebiliriz, aynı zihniyetteki siyasetçi de, akademisyen de...

Misal altında kocaman Genç Siviller sembolü ayakkabı olan ve sahibini artık sağır sultanın bile bildiği bir pankarta 'imzasız alçaklar' diye bağıran Bedri Baykam. Hani geçtim, hangi hukukçu yönüyle avukatların yürüyüşüne katılmaktadır, kısmını, Genç Siviller yazısını imza olarak kabul etmeyen Bedri Beyciğimin hangi özgürlük söylemine inanmamızı beklerler?

Allah'tan Genç Siviller denen organizasyon 'zekâ ile' eylem yapmayı tercih ediyor. Ya, Allah muhafaza, militer hazcıların pek hoşlandığı tarz olan 'yumurta atma' yöntemini tercih etselerdi? İstiklal Caddesi'ndeki o eylemden kaç cenaze çıkardı acaba?

Bu satırları kaleme alırken olabildiğince dikkat etmeye çalışıyorum. Zira "Cüppe" (cübbe değil) ile otel lobisi basmak gibi bir alışkanlıkları olduğu için, biraz da çekiniyorum. En basit demokratik bir protesto hakkını bile 'alçaklıkla' suçlayan zihniyetin işin sonunu nereye getireceğini tahmin edemiyorum açıkçası...

Açılan pankarta gösterilen tepkilere bakılırsa, verdiği mesaj amacına ulaşmış sanırım. Yani muhatapları meseleyi çok iyi 'anlamış'. Ancak bunu pek de çaktırmamaya çalıştıkları da bir gerçek. Bedri Baykam'ın 'imzasız alçaklar' diye canhıraş şekilde saldırdığı Genç Siviller'e bugün kızanlar yarın bu ülke tarihi kaleme alındığında epey utanacaklardır diye düşünmekteyim. Anayasa referandumundan, bu memleketin çarpık yargı anlayışını ortalık yere dökmeye, cuntacı zihniyetin 'özgürlük' ambalajıyla paketleyip bize sunmaya kalkıştığı ikiyüzlülüklerinden, vesayetçi bakış açısının kırılması yolunda yaptıkları mütevazı ancak zekâ düzeyi yüksek eylemleri hayli önemli bulmaktayım.

Birileri bu memlekette sadece cuntacı zihniyete haksızlık yapıldığına inandığı an yürüyorsa, başka birileri de bu anlayışa ayna tutma hakkına sahip olsa gerek. Birileri, işin ucu sadece kendi zihniyetlerine dokunduğunda 'Masumiyet karinesi' diye bağırıp, ortalığı birbirine katıyorsa, başka birilerinin de bu karinenin her daim var olduğunu onlara hatırlatması mühim olsa gerek. Keza birileri 'uzun tutukluluk süresi' diye (haklı ya da haksız) itiraz sesleri yükseltiyorsa, başka birilerinin de onlara 'iyi de bu ülkede onlarca yıl tutuklu kalıp da sesinizin çıkmadığı insanlar ne olacak?' diye sorma hakkı var sanırım.

İster 'alçaklar' diye bağırın, ister eylemlerinizde sevabına 'cüppe' dağıtıp, onları giyerek otel lobisi basın, ister otel odasına çıkıp pankartçı eylemcileri bir güzel benzetin... Eylem amacına ulaşmıştır.

Birkaç yıl öncenin klişesiyle son noktayı koyayım: Anladın sen onu!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder