Sayfalar

HOŞGELDİNİZ, ŞEREF VERDİNİZ...

20 Mart 2011 Pazar

Libya'da olanın anlamı



Fehmi KORU / ZAMAN 19.03.2011

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) önceki akşam Libya'ya müdahale kararı aldı. GK üyesi birkaç ülkenin (Çin, Rusya, Almanya, Hindistan ve Brezilya) katılmadığı, buna karşılık Arap Birliği ile Körfez İşbirliği Örgütü'nün zorladığı kararla, Libya üzerindeki uçuşlara yasak getirilmiş oldu. Kaddafi yönetimi BMGK kararına uyacağını açıklamış olsa da, Libya'ya derhal müdahale taraflısı ülkeler kararın uygulanabilmesi için askerî uçaklarını bölgeye gönderme hazırlığında...
Türkiye de kararı destekleyeceğini son dakikada bildirdi.

Kısaca özetlediğim gelişme aslında olanı açıklamaya yetmiyor. Ülkede tam 41 yıl önce gerçekleşmiş askerî darbeyle iktidarı eline geçirmiş bir diktatörün, yerinde kalabilmek için iç savaşı zorlayıp kan dökmekten medet umabileceği belliydi; ancak yine de iktidar hırsının 'elde zulmedecek ahali kalmayana kadar' sürebileceğini akıl kabul etmiyordu. Özellikle bugünün dünyasında...

O da oldu. Yaklaşık bir ay süren çatışmalardan sonra, Libya, devlet olarak varlığını kaybetmenin eşiğinde. 1950'lerin başında, Sirenayka (doğu), Fizan (güneybatı) ve Trablusgarb (geniş çevresiyle birlikte Trablus kenti) bölgeleri birleşerek oluşturmuşlardı Libya devletini; Kaddafi'nin iktidar hırsı, bu üç bölgeyi dikiş tutmayacak biçimde birbirinden çözdü.

Libya'nın bundan böyle tek parça halinde varlığını sürdürmesi hayli zor görünüyor.

Halk hareketlenmesinin başlarında, Kaddafi ve onunla birlikte hareket edenler, yalnızca Trablus kentini elde tutmakla yetinecek görüntüsü verdi. Kaybettiği kentleri geri almak için aşırı güç kullanımına başvurması, muhaliflerin üzerine uçaklarla ölüm yağdırması, dostlarından gelen "Uygun birini yerine getir, sen kenara çekil" tavsiyesini dinlememesi, karşısındaki cepheyi genişletti.

Uluslararası ajanslar, dün bile, muhaliflerin elindeki kentlerde operasyonların sürdüğünü haber veriyordu. Karara uyduğunu açıklamasına rağmen şiddet kullanmaktan vazgeçmezse Kaddafi, BMGK kararı bir doğrudan müdahale için kullanılır mı? ABD ve müttefikleri Saddam Hüseyin'i devirmek için Irak'a doğrudan askerî müdahalede bulundu; Libya'da da rejimi değiştirmek için benzer bir topyekün savaş söz konusu olabilir mi?

ABD'de hava yeni bir cephe açmak için çok müsait değil; Barack Obama'nın Amerikalılardan yeniden fedakârlık istemesi de, istediği desteği bulması da hayli zor. Eğer Libya'ya karşı bir kara savaşı başlarsa, Fransa ve İngiltere başı çekmek için olağanüstü istekli görünüyor. Bu iki ülke, daha şimdiden, maceralarında kendilerine ortaklık edecek Arap ülkesi arayışına girdi.

Halkın zorlamasıyla rejimlerin değiştiği yeni bir döneme girilmiş, meydanlar demokrasiye beşiklik etmeye başlamıştı; Kaddafi'nin inadı, artık kapandı gözüyle bakılan eski yöntemle sonuç almayı yeniden gündeme taşıdı. Bu hayırlı bir gelişme değil; tam tersine, bölgeyi karıştıracak, halkı sindirecek ve 'istikrar' görüntülü kaotik ortamları zorlayacak bir gelişme...

Irak'a askerî müdahalenin yol açtığı sorunlar aradan geçen bunca zamana rağmen azalmamış iken, bölgede yeni Irak'lar çıkmasına kapı aralanıyor.

Ne tesadüf, Libya da, tıpkı Irak gibi, petrol ve doğalgaz zengini Müslüman bir ülke. Kaddafi paralı askerlerini sokağa salmış kan dökerken, askerî müdahaleyle sonuç alma hazırlığına giren Batılı ülkeler Libya'nın geleceğinde kim(ler)in söz sahibi olacağının pazarlığını yaptılarsa, hiç şaşırmamak gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder