Sayfalar

HOŞGELDİNİZ, ŞEREF VERDİNİZ...

15 Aralık 2010 Çarşamba

İlke yoksa çarşaf veya blok ne farkeder ki?



Sanem ALTAN / VATAN 15.12.2010

CHP, insanı her an çok şaşırtan bir şey yaparak, giderek daha az şaşırtan
bir parti oldu.
Bu cumartesi CHP’de kurultay var.
Kılıçdaroğlu ne kadar “Kurultayın şenlik havasında geçmesini istiyorum” dese de, ben‘şen’lik olacağından biraz kuşkuluyum.
Çünkü CHP’nin bünyesi şenliğe,
ortak akla, huzura karşı.
Kemal Kılıçdaroğlu, tek bir listeyle
blok halinde çıkmak istiyor.
Ona bunun nedenini sorarsanız “Tüzük öyle diyor” yanıtını veriyor.
Haklı da... Tüzük öyle diyor.
Deniz Baykal “Çarşaf liste olmalı” diyor.
Ona bunu nedenini sorarsanız “Daha demokratik, blok liste CHP’yi böler, kaos yaratır” diyor. Haklı da, çarşaf listede
delege Parti Meclisi üyesini daha fazla aday arasından seçebiliyor.
Fakat ne garip!
İkisin de haklı olmaları doğru söylediklerini göstermiyor benim için. İnanmıyorum.
Özellikle geçmişlerine baktığım zaman.
CHP’nin PM’nin blok liste ile seçilmesini söyleyen tüzüğünü, bugün “Çarşaf liste
olmalı” diyen Deniz Baykal yaptırmıştı.
O günden beri yapılan dört kurultayda da blok liste uygulandı.
Ama bugün farklı.
Sanırım tüzük maddesi şöyle olmalıydı:
“Deniz Baykal genel başkanken blok
liste, Deniz Baykal genel başkan değilse
çarşaf liste uygulanır.”
Kılıçdaroğlu ise “çarşaf listeyi”
savunuyordu...
Konuşmaları hâlâ kulağımızda.
Şartlar değişince, o da “blok listeci”
oldu.
Hani eski bir oyun vardır, müzik başlar herkes ayakta dönmeye başlar, müzik
bitince herkes bulduğu sandalyeye oturur.
Müzik başladığında Baykal “blokçu”,
Kılıçdaroğlu “çarşafçı”ydı, müzik
susunca bir baktık birbirlerinin sandalyesine
oturmuşlar.
İlke değil, “oyun” önemli onlar için.
Oturulacak sandalye önemli.
Dün Hasan Cemal acıyarak güldüğümüz bu karışıklık için “CHP bu, deyip geçebilirsiniz ama ben geçemiyorum” demiş.
Başka birçok insanın da geçemediğini biliyorum... Birçok insan, tutarlı, ilkeli, demokrat, AKP’nin yaptığı iyi işleri yapacak, AKP’nin yaptığı kötü işleri yapmayacak bir parti arıyor. Bunca şeye rağmen dönüp
dönüp CHP’ye bakıyorlar, “Acaba bu parti CHP olur mu?” diye.
Müzik çalıp herkes ayağa kalktığında
hepimizi bir ümit kaplıyor.
Müzik bitip herkesin nereye oturduğunu görünce o ümit yeniden kayboluyor.
Onlar “sandalye” oyununu oynuyor, biz “ümitlenme” oyununu.
Bu oyun ne onlar için bitiyor,
ne de bizim için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder