Sayfalar

HOŞGELDİNİZ, ŞEREF VERDİNİZ...

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Baykal Vak’ası... İz bırakan aceleci komplo


Mustafa KARAALİOĞLU / STAR 10.05.2010


Eğer darbe beklenmedik yerden değil de yıllardır zaten her bahaneyle hedef aldığı kesimlerden gelmiş olsaydı Deniz Bey, bu belden aşağı hamleden sıyrılabilirdi. O vakit muhtemelen, iktidarın işin bir tarafında bulunduğu tezi mükemmel bir şekilde işlenecek; hemen her kritik olayda CHP Basın Bürosu gibi faaliyet gösteren medya bu kez de komployu ustalıkla deşifre edecekti.

Ama böyle olmadı...

O görüntüleri sızdıran her kim ise işini şansa bırakmak istemedi. Pervasızca ve “Bu saldırı CHP içindendir. Hedefi de seni acilen istifaya zorlamaktır. Sakın düşmanı karşı tarafta arayıp, alman gereken mesajı ıskalama” dercesine, apaçık bir sinyal gönderildi.

Hem de Baykal’ın her başı sıkıştığında müracaat ettiği, birlikte aynı kalemden çıkan haberler ürettiği, demokrasiyi birlikte örselediği “malum medya” marifetiyle.

İşte bu yalnızlık Baykal’ı çaresizleştirdi. Her durumda her türlü demogojiyi ustalıkla kullanan, kendisine yönelen her namlunun ucunu karşıdakine kolaylıkla çevirebilen tecrübeli lider birden duruverdi. Muhtemelen, onun için en az komplo kadar şok edici olan buydu...

CHP lideri şok halinde duruyor ama komployu kuranlar, tezgahı tertipleyenler o kadar aceleci ki, geride iz bırakmayı da umursamıyorlar. Belli ki kongreye kadar kalan kısa sürede her şeyi derdest etmeyi umuyorlar.

“CHP medyası” da umursamaz bir rahatlıkla asıl maksadın tasfiye olduğunu tekrarlayıp duruyor.

Eğer böyle bir hesapları olmasa bırakın o görüntüleri kendileri kullanmayı; yanılıp, şaşırıp kullanana bile dünyayı dar ederlerdi, şüpheniz olmasın.

Önce, “Böyle rezalet olmaz” kabilinden timsah gözyaşları ardından “Çekil git” kampanyası. Bir gün arayla oluyor bunlar. Aceleleri olduğu belli... “Demir tavında dövülür” diye düşünüyorlar, gecikirse komplonun ellerinde patlayacağından korkuyorlar.

Akif Beki Radikal’de “Baykal’ı kim taşlayacak?” diye sormuş.

“Baykal’ı, özel hayatından dolayı istifaya zorlayacaksınız, öyle mi? Ergenekon avukatlığı dahil, yaptırmadığınız örtbas hizmeti, sırtına vurmadığınız angarya kalmadı. Yararlandınız, kullandınız, şimdi de haysiyet cellatlarının önüne mi atıyorsunuz?” diye de sorarak devam etmiş.

Bu sorular çok önemli bir gerçeğin altını çiziyor. CHP, lideri olan Baykal’a, sırf AK Parti’ye cephe muhalefeti etsin diye en ağır ve sakıncalı rolleri oynattı. Ecevit’e yaptıramadıklarını ona yaptırdılar.

Baykal, siyasi hayatı boyunca Kürt sorunundan insan haklarına, dini haklardan 12 Eylül Anayasası’na kadar her alanda ne kadar doğru laf etmişse “CHP lideri olarak” bunları tekzip etti. Faydasına asla inanmadığı katı laikçi siyaset adına, dindarlık ve toplum düşmanlığının bayraktarı oldu ve demokrasiye karşı güçlerin lideri, bırakın Ergenekon’u darbecilerin avukatı olup çıktı. Düşünün, o komplo internete düşmeden sadece birkaç saat önce bile; parti grubuna 12 Eylülcüler’e yargılama yolunu açan maddenin kalkmasına bile direnme talimatı vermiş ve uygulatmıştı.

Partisi ve partisinin yakın çevresindeki çelik halka için bütün siyasi hayatını ortaya koydu ve kendisini tarih nazarında sevimsizleştirdi.

Şimdi... Seçimden önceki son kongrenin arefesinde Baykal’ın tasfiye zamanı geldi!

İster batıl inanç deyin, ister siyasi analiz kabul edin. Bir siyasi hareket, liderine bunu yaparsa, o hareket gün yüzü görmez. Komployla koltuk yakalama dönemi bir başlayacak olursa, o siyasetten kimseye hayır gelmez.

Diyelim, hesaplar tuttu ve Baykal iki haftaya kadar gitti, yerine her kim geçecekse; o da komplonun bir numaralı şüphelisi olmaktan kurtulamaz.

Geçmiş tecrübeler göstermiştir ki gün gelir, görüntülerin kaynağının ve haberlerin adım adım ilerleyişinin izi sürülür, eşkaller de ortaya çıkar.

Acelesi olanların meseleye bir de bu açıdan bakmalarında fayda vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder