Sayfalar

HOŞGELDİNİZ, ŞEREF VERDİNİZ...

22 Haziran 2010 Salı

Sanılgılar ve yanılgılar



Yağmur ATSIZ / STAR 22.06.2010

Diyor ki “Çoban sandık!”. Onun için de bırakmışlar ki geçsinler. Çünki mâlûm çobanlar hep böyle yüzer kişilik kaafileler hâlinde ve tercîhan geceyarısından sonra dağlarda dolaşırlar.

Velhâsıl sanan sanana ve dahî kanan kanana!!!

Ama bir kere yol olursa o zaman adama muhtemelen derler ki “A, ne tuhaf! Biz de sizi kumandan sanmışdık!”.

Zâten aslında ikiyüz kişi de değil “sâdece” 57 kişiymişler. Böyle söylüyor Birinci Başkan ve kanayan yüreklerimize merhem oluyor. 57 kişi!

Yâni küsûrâtına varana kadar saymayı bile beceriyorlar. Beceremedikleri bir tek yakalayıp tepelemek ki ona da sıra gelmiyor tabii siyâsî demeçler verip ona buna laf yetiştirmekden. Konu meselâ laiklik oldu mu ilâmâşallah cümlesi allâme-i cihan. Ağızlar hâzâ faraş!!! Anca askerlikden biraz tekliyorlar ki eh, o kadar kusur kadı kızında da olur. Buna mukaabil kamera karşısında iyi görüntü verdikleri ise gayrı-kaabil-i inkâr bir gerçek. Otuzbeşibiryerde Birinci Başkan’ın arkasına inci tâneleri gibi dizilmiş o elini kolunu sallaya sallaya tehditler savururken ne kadar heybetliydiler!!!

Çoban sanmışlar!

İnşallah bundan sonra çobanları da terorist sanmazlar...

Hanımlar, Beyler!

Ne kendimizi aldatalım ne de birbirimizi! Bu devlet bitmişdir! Askeriyesiyle, Adliyesiyle, Mülkiyesiyle, İlmiyesiyle sıfırı tüketmişdir! Tabii ömrünü tamamladığı bir yana artık oynayacak “uzatmalar”ı da kalmamışdır!

İçlerindeki münferid birinci sınıf subayları, hâkimleri, savcıları, vâlî

leri, bilim insanlarını tenzîh eder ve önlerinde derin saygıyla eğilirim. Ama sistemin beyni ve kalbi çökdükden sonra “bâzı” çarkların işlemeğe âmâde olması kaç yazar?
“Hasta Adam” o dündü!

Bugün suâl “Bu hasta nasıl sağalır?” suâli değil “Bu cenâze nasıl kalkacak?” suâlidir!

Bunun cevâbı ise bence tekdir:

Derhâl ve yepyeni bir anayasa taslağıyla erken seçime giderek herkese, ama herkese sandık başında boyunun ölçüsünü alma fırsatı vermek!

Kaçanı da ensesine vura vura o “sihirli kutu” önüne gelmeye mecbûr ederek!

Çünki bu gözü dönmüş siyâsî mafya bu anayasa değişikliğini geçirmemeğe yeminli. Bir kere her türlü “demokratikimtrak” değişimdem dahî Besmele duymuş Şeytan gibi ödleri kopuyor. İkincisi ise bu Anayasa zâten gayrı-kaabil-i ıslahdır! İstediğiniz kadar orasını burasını çekiştirip pens koyun, fiyong atın bir deli gömleğini bir smokin ceketine çeviremezsiniz! Çe-vi-re-mez-si-niz!!! Eşyânın tabiatına aykırıdır.

Bu arada yeni anayasa tasarısı metninin son derece sarih ve kısa olması da elzemdir ki şimdiki gibi bir “iç hizmet tâlîmatnâmesi”ne benzemesin!

Zîrâ iyi anayasa metinleri “ilkesel” hükümler ihtivâ eder, yâni genel hedefleri gösterir. Oraya nasıl varılacağını ise her çağa göre değişen ve yenilenen politikacılara bırakır. Zâten yanılmıyorsam elde hazırlanmış böyle bir metin de var. Prof. Ergun Özbudun’un hazırladığı metin.

O halde tekrâr edelim:

SEÇİM, DERHÂL!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder