Sayfalar

HOŞGELDİNİZ, ŞEREF VERDİNİZ...

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Altmış, yetmiş...

M.Nedim HAZAR / ZAMAN 24.07.2010

Her şeyi necip Türk matbuatından bekleyen sevgili halkımız müsait olsun/olmasın, münasebeti bulunsun/bulunmasın her alanda baskı yaparak bizlerden referandum ile ilgili tahminde bulunmamızı istiyorlar.

Kendimi Ali Kırca markajında kalmış deprem uzmanı gibi hissediyorum son bir/iki haftadır.

Başlarda 'Paketi tam olarak kavrayamadık, içinde ne var?' şeklindeki sorular giderek evrildi sevgili okur. Artık direkt olarak medyumluk talep ediliyor: 'Evet mi çıkar, hayır mı?'

Sonucu kesin bilsem yazarlıkla ne işim var, bir televizyona kapağı atar gece yarısından sonra 'yarınınız hayrolsun' diye program yapar, deve yüküyle para götürürüm!

Her ne kadar çok fazla zaman kalmamış olsa da, Türk milletinin bu tür durumlarda son güne kadar etki altında kaldığını çok iyi bilenlerdenim. Dolayısıyla anketlere filan hiç takılmayın. Ve hatta bizim aziz milletimizin çoğu zaman anketçilerle kafa bulmak için eğlencesine kanaat belirttiğini de çok iyi biliyorum. Onun "içündür ki" her akşam ve sabah televizyonda ve gazetede yayınlanan anketler boşunadır, yalandır, gerçekçi değildir. 'Netekim' gün aşırı yaşanan ve yüzde 30'lara ulaşan gelgitler de bunun ifadesidir.

Sağolsun başta Holding medyası olmak üzere necip Türk matbuatı bizi son yıllarda o kadar politize etti ki, herkes evinin balkonuna bir tribün kurmuş durumda. En olmadık konularda bile önce kim hangi tarafta diye kontrol ediyoruz. Eğer siyasi ve ideolojik olarak kendimize karşıt bulduklarımız savunuyorsa hemen öte tribüne yaklaşıyoruz. Siyasi kamplaşmalar belirliyor artık iyiyi ve kötüyü. Dünyanın en iyi kanununu bile çıkarsa bu iktidar, başta Ergenekon medyası ve CHP olmak üzere, toplumun bir kesimi ömür billah memnun olmaz bu uygulamadan. Aksi de geçerli tabii. En insaflı ve apolitik teklif bile iktidar ve onu destekleyenler tarafından şüpheyle karşılanıyor.

Tüm bu tantanalı ortamda en eğlenceli durum ise hiç şüphesiz önce kararı söyleyip sonra altını dolduracağım diye kırk dereden su getirmeye çabalayan zavallı amigoların durumu. 'Niye hayır diyorum' diye kendini maymun edeni mi istersiniz, 'Şunlardan dolayı evet diyorum' diye peşin fikirliliği başka şekilde sunanları mı?

Anayasa değişikliği paketi belki birkaç maddeden oluşuyor ama şahsen benim için çok anlam ifade ediyor. Birincisi bu oylama olumlu neticelenirse bir daha hiçbir densizin oturup yakın çevresiyle 'Darbe planlayalım, cunta işi yapalım, sivilleri tokatlayalım' şaklabanlığına kalkışabileceğini düşünmüyorum. İkincisi, kanunları babalarının malı gibi eğip büken yüksek yargı kadrolaşmasının artık kolay kolay tekrarlanmayacağını düşünüyorum. Gün aşırı alınan komik ötesi kararları görüyorsunuz işte. İdeoloji ön plana çıkınca bazıları için kanun, nizam, ahlak, insaf, vicdan hiç umursanmıyor maalesef. Şahsen bu referandumda çıkan her 'Evet' oyunun bu kadrolaşmaya atılan bir şamar olacağını düşünüyorum.

Öte yandan oluşturulmak istenilen yanlış bir algı daha var. Şimdi siz ortaya çıkıp 'Bu yargı yapısının değişmesini istiyorum' deseniz birileri karşınıza çıkıp, 'İyi de bu referandum ile çok ilgisi kalmadı yüksek yargının' diye konuşabiliyor. Oysa referandumu bir tür Tayyip Erdoğan oylamasına çevirmeye çabalayanların da aynı güruh olduğunu görmek lazım.

Şu farkın algılanması lazım: Bu referandum tamamen özgürlükler ve demokrasiyle ilgilidir. Tayyip Erdoğan iktidarından memnun olup olmamanın hesaplaşması için bir miktar daha bekleyip genel seçimde karar vermek gerekiyor. AKP'yi cezalandırmanın yolu referanduma tavır almaktan geçmez. 'Hayır'cı kitlenin bu illüzyonunu iyi görmek lazım. Sonra da eğlencenin tadını çıkarmaya bakmak. Ne şahane kıvırıyor bu 'Hayır' cephesi bir bilseniz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder